Kastamonu Sohbet Odaları içerisinde Sohbet Chat yapmaya başlamadan önce Kastamonu Şehrimizi tanıyalım.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Kastamonu ilinin merkez şehridir.
Gökırmak’ın bir kolu olan Karaçomak Deresi vadisinde kurulu bulunan şehrin denizden yüksekliği 774 metredir.
Evliyalar şehri olarak da bilinen Kastamonu Anadolu’daki en eski şehirlerden biridir, antik çağ ve Türk-İslâm dönemine ait birçok tarihi eser vardır. Kastamonu Kalesi, Atabey Camii, Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi, Yanık Sultan Türbesi, Nasrullah Camii, saat kulesi ve buna benzer birçok tarihi eser mevcuttur. Çivisiz yapı mimari olarak yapılan Mahmut Bey Camii de buradadır. Kastamonu kent merkezinde ayrıca Türkiye’de açılan ilk “Kent Tarihi Müzesi” bulunmaktadır.
Kastamonu Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamit zamanında, şehrin doğusunda bulunan yamaç üzerine Kastamonu Valilerinden Abdurrahman Nureddin Paşa tarafından 1884-1885 yıllarında yaptırılmıştır. Kulenin saati de Avrupa’dan getirtilmiştir.
Kastamonu‘da yapılan çekme helvası tüm ülke içinde meşhurdur.
Kastamonu isminin türemesi hakkında birçok fikir vardır;
Bir görüşe göre Kastamonu şehri ismini, Hitit döneminde aynı bölge için kullanılan Kastama isminden almıştır. Kastama ismi zamanla Kastamonu’ya dönüşmüştür.
Bir başka görüşe göre Kastamonu şehri ismini, Gas ve Tumanna kelimelerinin birleşiminden almıştır. Gaslar ya da bilinen adıyla Kaşkalar Kastamonu’nun ilk yerleşimcilerindendir. Tumanna ise o dönemde Kastamonu üzerinde bulunan bir şehir/bölge ismidir. Bu iki kelimenin birleşimi, zamanla Kastamonu şeklini almıştır.
Üçüncü bir görüşe göre ise Kastamonu şehri ismini, Kastra ve Komnen kelimelerinin birleşiminden almıştır. Kastra kelimesi Latince “kale” demektir. Komnenler ise, bir Bizans Hanedanı olup bu bölgenin Bizans dönemindeki yerleşimcileridir. Bu iki kelime zamanla Kastamonu şeklini almıştır.
1947 ve 1948 yılları arasında Kastamonu’da yapılan araştırmalar sonucu Gölköy Enstitüsü çevresinde çakmak taşından yapılma bir alet bulunmuş, bu aletin Orta Paleolitik dönemden kaldığı öğrenilmişti.
1951 Yılında yapılan araştırmalar sonucu da Tahta ve Malak köyleri etrafında Abevilyen (Chelléen), Mikokiyen (Micoquien) çağından kalma el baltalarıyla; Musteryen (Mousterian) ve şüpheli olarak da Üst Paleolitik’e ait tarihi bulgular ele geçirilmiştir.
Yine aynı yıllarda İsmail Kılıç Kökten’in yaptığı geziler sonucu Devrekani’nin Eksen bölgesinde (Şimdiki Kulaksızlar Barajı civarı) Dikilitaşlar ile karşılaşmış, ancak tarihlendirme yapılabilecek eşya kalıntısı bulamamıştır. Fakat bölgenin kuzeybatısında Bakır Çağına ait çanak çömlekler bulunmuştur.
İlde iki çeşit iklim hüküm sürer. Kuzeyinde Karadeniz iklimi güneyinde ise İç Anadolu’nun kara iklimi görülür. Kıyıya paralel olarak uzanan İsfendiyar Dağları, Karadeniz ikliminin iç kısma girmesini önler. Kıyılarda yağış daha fazladır. Senede 20 gün kar yağar, 40 gün toprak karla örtülüdür. Sıcaklık -26,9° ile +38,7 °C arasında seyreder. Senelik yağış miktarı bölgelere göre 450 mm ile 1215 mm arasında değişir.
İl bitki örtüsü bakımından çok zengin sayılır. İl topraklarının % 67’si orman ve fundalıklarla, %29’u ekili-dikili alanlarla, %6,5’i çayır ve meralarla kaplıdır. %1,5’i tarıma elverişsiz topraklardır. Ormanlarda kayın, köknar, çam, karaağaç, gürgen, kestane ve ıhlamur ağaçları bulunur. Azdavay-Devrekâni arasında ise çam ağaçları çoğunluktadır.